Anayasa Mahkemesi, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun CİMER üzerinden yaptığı başvurular sonucunda verilen uyarma cezasının ifade özgürlüğünü ihlal etmediğine karar verdi.

Somut olayda, başvurucu albay olmasına rağmen yarbay rütbesiyle istihdam edilmesinin hukuka aykırılığına ilişkin şikâyetini ve başka ile atanmasını sözlü olarak talep eden kişilere ilişkin bilgi talebini sıralı amirleri yoluyla üstlerine sunma imkânı varken doğrudan CİMER'e başvurmuştur. Başvurucu her ne kadar 1/12/2021 tarihli Deniz Personel Bilgi Sisteminde atama danışmanına yazdığı mesajın ekran görüntüsünü sunmuşsa da bu mesajın tarihinin CİMER başvurularından sonra olduğu görülmektedir. Öte yandan, bu başvurunun resmî bir başvuru hüviyetinde olup olmadığı da başvuru formu ekinde yer alan ekran çıktısından anlaşılamamaktadır. Bunun haricinde başvurucunun söz konusu taleplerine ilişkin olarak üstlerine yaptığı yazılı veya tutanağa geçirilmiş sözlü bir başvurusunun bulunmadığı görülmektedir. Dolayısıyla başvurucunun yasaya göre resmî veya kişisel müracaat veya şikâyetini en yakın amirine yapması gerekirken doğrudan CİMER'e müracaatta bulunması nedeniyle en hafif ceza türü olan uyarma disiplin cezasıyla cezalandırılmasının ifade hürriyetini ihlal ettiği iddiasının, Adem Talas kararındaki ilkeler doğrultusunda, açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

(Başvuru Numarası: 2022/7270)

Karar Tarihi: 31/10/2024

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olan başvurucunun Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) yaptığı başvurular nedeniyle uyarma disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında albay rütbesindedir. Kocaeli'de Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Donanma Komutanlığında Merkez Şube Müdürü olarak görev yapmaktayken, başvurucunun İstanbul'a ataması yapılmıştır.

3. Başvurucu, önceki görevinden alınmasının hangi makamın yahut kişinin sözlü talebi üzerine yapıldığının kendisine bildirilmesi talebiyle 14/10/2021 tarihinde CİMER'e başvuru yapmıştır. Ayrıca CİMER'e yaptığı 12/11/2021 tarihli başvuru ile albay rütbesinde olmasına rağmen yarbay rütbesiyle istihdam edildiğini belirterek hukuka aykırı durumun sona erdirilmesini talep etmiştir.

4. Başvurucu 10/12/2021 tarihli kararla üst amiri tarafından uyarma cezası ile cezalandırılmıştır. Kararda, başvurucuya yazılı dilekçe ile başvurması durumunda dilekçesinin yetkili makamlara ve şikâyetlerinin de sıralı sicil amirleri yoluyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığına iletileceğinin bildirildiği belirtilmektedir. Kararın gerekçesinde, başvurucu tarafından 14/10/202 tarihli ve 2105083403 sayılı ve 12/11/2021 tarihli ve 2105517687 sayılı CİMER müracaatlarının 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu hükümlerine aykırı olarak sıralı sicil amirlerine müracaat edilmeden yapıldığı, başvurucunun 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu'nun 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca "usulsüz müracaat ve şikâyette bulunmak" disiplinsizliğini işlediği belirtilmiştir.

5. Başvurucunun anılan cezaya karşı yaptığı itiraz, İstanbul Boğaz Komutanı olan üst disiplin amiri tarafından 15/12/2021 tarihinde reddedilmiştir. Bu işlem başvurucuya 31/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.

6. Başvurucu, anılan uyarma cezasına karşı 6413 sayılı Kanun uyarınca mahkemeye başvurma hakkı olmadığını belirtmektedir.

7. Başvurucu 18/1/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Başvurucu eldeki başvuruya konu disiplin cezasına neden olan CİMER başvuruları dışındaki bazı CİMER başvurularının cevapsız bırakılmasından ve İstanbul iline yapılan atama işlemine karşı açtığı davada verilen iptal kararının idare tarafından uygulanmamasından da şikâyet etmektedir. Ancak incelenen başvurunun konusunun 14/10/2021 ve 12/11/2021 tarihli CİMER başvuruları nedeniyle başvurucuya verilen disiplin cezasına ilişkin olduğu görüldüğünden -ayrı başvurulara konu edilmesi mümkün olan- diğer iddialar değerlendirilmeyecektir. Görüşünde, konuya ilişkin insan hakları yargısı içtihadını sunan Adalet Bakanlığı (Bakanlık) ihlal iddialarının değerlendirilmesinde aktarılan ilke ve kuralların dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Bakanlık görüşüne karşı beyanda formdaki hususlar tekrar edilmiştir.

10. Başvurucu, sıralı sicil amirlerine uğradığı hak ihlallerini dile getirdiğini, ancak amirlerinin tavır ve davranışlarıyla bunları görmezden geldiğini, sözlü başvurularının dikkate alınmadığını, bunun üzerine CİMER'e yaptığı başvuru sebebiyle kendisine disiplin cezası verildiğini ileri sürerek bilgi edinme ve dilekçe hakkının, eşitlik ilkesinin ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Somut olayda TSK’da albay rütbesi ile görevli olan başvurucu hukuka aykırı olduğunu düşündüğü konularla ilgili olarak CİMER üzerinden yaptığı şikâyet ve bilgi edinme talepli başvuruları nedeniyle disiplin cezası almıştır. Başvurucunun iddialarının özü değerlendirildiğinde başvurunun ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

12. Anayasa Mahkemesi Adem Talas ([GK], B. No: 2014/12143, 16/11/2017) kararında, TSK mensubu olan başvurucunun Başbakanlık İletişim Merkezine şikâyet dilekçesi vermesinden dolayı disiplin cezası ile cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasını değerlendirmiştir. Kararda, hukuk devletinin gerekleri kapsamında bir askerin kişisel veya görevle ilgili sorunlarını dile getirmesinin bir hak olarak askerî yasalarda öngörüldüğü ve bu hakkın kullanımının askerî disiplin ve hiyerarşik düzen içinde belli bir yöntem benimsenerek düzenlendiği, asker kişiler için Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılacak müracaat dışındaki şikâyet ve taleplerin 211 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde sıralı amirler takip edilerek yapılmasının öngörüldüğü ifade edilmiştir. Bu şikâyet usulüne riayet edilmemesinin de 6413 sayılı Kanun’da disiplin cezasını gerektiren bir eylem olarak düzenlendiği belirtilmiştir (Adem Talas, § 51 ).

13. Anayasa Mahkemesi Adem Talas kararında askerî hiyerarşi ve disiplin içinde bulunanlara yönelik olarak belirli şikâyet usulleri ve bunların dayandırıldığı disiplin yaptırımları bulunmasının demokratik toplum düzeninde gerekli olmadığının söylenemeyeceğini ifade etmiştir (anılan kararda bkz. § 54). Fakat sıralı amirlerine yaptığı başvuruların sonuçsuz kalması nedeniyle BİMER'e başvuran başvurucuya verilen disiplin cezasının demokratik toplum düzeninde gerekli bir müdahale olmadığı değerlendirmiş ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

14. Somut olayda, başvurucu albay olmasına rağmen yarbay rütbesiyle istihdam edilmesinin hukuka aykırılığına ilişkin şikâyetini ve başka ile atanmasını sözlü olarak talep eden kişilere ilişkin bilgi talebini sıralı amirleri yoluyla üstlerine sunma imkânı varken doğrudan CİMER'e başvurmuştur. Başvurucu her ne kadar 1/12/2021 tarihli Deniz Personel Bilgi Sisteminde atama danışmanına yazdığı mesajın ekran görüntüsünü sunmuşsa da bu mesajın tarihinin CİMER başvurularından sonra olduğu görülmektedir. Öte yandan, bu başvurunun resmî bir başvuru hüviyetinde olup olmadığı da başvuru formu ekinde yer alan ekran çıktısından anlaşılamamaktadır. Bunun haricinde başvurucunun söz konusu taleplerine ilişkin olarak üstlerine yaptığı yazılı veya tutanağa geçirilmiş sözlü bir başvurusunun bulunmadığı görülmektedir. Dolayısıyla başvurucunun yasaya göre resmî veya kişisel müracaat veya şikâyetini en yakın amirine yapması gerekirken doğrudan CİMER'e müracaatta bulunması nedeniyle en hafif ceza türü olan uyarma disiplin cezasıyla cezalandırılmasının ifade hürriyetini ihlal ettiği iddiasının, Adem Talas kararındaki ilkeler doğrultusunda, açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

15. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edilmediği açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

Ankara’da uyuşturucu operasyonu: 4 şüpheli yakalandı, 3’ü tutuklandı Ankara’da uyuşturucu operasyonu: 4 şüpheli yakalandı, 3’ü tutuklandı

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına 31/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Editör: Şule Coşkun