Ataşehir Ahmet Keleşoğlu Fen Lisesi'nde düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" tanıtım toplantısında konuşan Tekin, "Köklerden Geleceğe" anlayışıyla hazırlanan yeni öğretim programının 2024-2025 eğitim öğretim yılında kademeli olarak uygulanmaya başlanacağını açıkladı.

Eğitim metotları ve bilgiye erişim konusunda dünyadaki hızlı gelişmelerin müfredat değişikliklerini rutin hale getirdiğini belirten Tekin, "2023 yılı haziran ayında, yaklaşık 10 yıl önce başlatılan bir projenin devamı olarak müfredatlarımızı revize etmek ve yeniden hazırlamak üzere bir süreci başlattık." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla, katılımcı bir anlayışla her kesimden görüşe açık olduklarını belirten Tekin, katkı sunan akademisyenlere, sivil toplum örgütlerine ve öğretmenlere teşekkür etti.

Toplamda büyük çoğunluğu öğretmenler ve akademisyenlerden oluşan 1100 kişilik bir ekiple müfredatı hazırladıklarını ifade eden Tekin, "26 Nisan itibarıyla programlarımızı askıya çıkardık. Askı süresince yaklaşık 1,5 milyon kişi programlarımızı indirip inceledi ve 70 bine yakın kişi görüşlerini yazılı olarak Bakanlığımıza iletti. Görüşler geldikçe ilgili genel müdür arkadaşlarımızla paylaşarak süreci yürüttük. Neticesinde programlarımız onaylandı ve 2024-2025 eğitim öğretim yılının başından itibaren yürürlüğe girecek," dedi.

Müfredatla ilgili çalışmalarından bahseden Tekin, uluslararası raporların müfredatlarının ortalama bir OECD ülkesinin müfredatının yaklaşık iki katı yoğunlukta olduğunu gösterdiğini belirtti.

OECD ülkeleriyle kıyaslamalarda bulunan Tekin, "Bizim eğitim süremiz daha kısa olmasına rağmen müfredatımız OECD ülkelerinin iki katı düzeyinde. Bazı bilgileri 'çocuklar öğrenmesin' diye değil, seviyelerine uygun zamanda öğrenmek üzere ön lisans ya da lisans programlarına aktarmak durumunda kaldık. Böylece programlarımızı sadeleştirdik. Çocuklarımız, öğrenmeleri gereken şeyi daha sağlıklı öğrenecekler. Öğretmenlerimizin üzerindeki 'öğretemediniz' baskısı azalacak. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin daha rahat bir şekilde eğitim sürecini yürütebilmelerini sağladık. Okul öncesinden 12. sınıfa kadar bütün programlara bu felsefeyi yansıtacak ortak bir ana felsefe oluşturuldu. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin ana felsefesi tüm programa egemen oldu," şeklinde konuştu.


- "Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı derslerini sanat odaklı bir yaklaşımla belirledik"
Esnek bir yapı oluşturduklarını vurgulayan Tekin, şunları söyledi:

"Çocuklarımızın toplumumuzun eğitim sürecinden beklediği değerlerle özdeşleşmiş, bu değerleri içselleştirmiş bir şekilde yetişmeleri için 'erdem-değer eylem çerçevesi' oluşturduk ve bunu programların odağına yerleştirdik. Programlarımız bütüncül bir yaklaşımla hazırlandı. Okul öncesine başlayan bir çocuğun 12. sınıftan mezun olduktan sonra gelmesi gereken seviye bütüncül olarak planlandı. Okul temelli planlama için imkan sağladık ve okullardaki zümre öğretmenler kurulunu sürecin ana parçası haline getirdik.

Türkçemiz özellikle PISA, TIMSS ve OECD gibi yapılarda ana dil becerileri ve okur yazarlığı açısından çok önemli. Biz de müfredatımızın odak noktasına Türkçenin güzel, açık ve anlaşılır bir şekilde verilmesini koyduk. Kendisini doğru ifade edebilen gençlerin ailesiyle ve toplumla daha rahat iletişim kuracakları varsayımıyla hareket ettik.

Bu noktada, çocuklarımızın Türkçe ve yabancı dil becerilerini okuma, yazma, konuşma ve dinleme üzerinden ölçmeyi hedefledik. Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı derslerini sanat odaklı bir yaklaşımla belirledik. Şuur, bizim benliğimizin mayasıdır ve şuurla mayalanmış akleden kalpler milli benliğimizi inşa edecektir. Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı dersleri bu şuurun öğrencilere verildiği ana ortamlardan biri olacak. Metin tahlilleri üzerinden etkin okur kimliği ve edebi bir zevk kazanmalarını hedefledik. Bu sayede öğrencilerin, yazarın ve dönemin zihniyetini kavramasına, kendi çağına dair kıyas ve çıkarımlarda bulunmasına imkan sağladık."

Milli Eğitim Bakanı Tekin, programlarda öğrencilerin anlama ve anlatma becerilerine yönelik uygulamalara öncelik verdiklerini ve öğrencilerin hazırladığı üretim, sanat, edebiyat atölyelerini programların merkezine koyduklarını belirtti.

Türkiye'nin son yıllarda gerçekleştirdiği kalkınma hamlelerini müfredatın içerisine dahil ettiklerini ifade eden Tekin, "Mavi vatan, gök vatan gibi ulusal ve uluslararası değerlerin çocuklar tarafından içselleştirilmesi için programlarda uygun yerlere işlendi." dedi.

Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersine büyük önem verdiklerini vurgulayan Tekin, "Bu dersi Osmanlı modernleşmesinden başlayarak Cumhuriyet tarihi bilinci oluşturacak şekilde bugüne kadarki siyasal hayat dersi haline dönüştürdük. Ayrıca, Filistin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Orta Asya gibi dış politikada önemsediğimiz bölgelerle çocuklarımızın daha yakın ilişki kurabilmesi için programımıza yerleştirdik. Matematik ve fen bilimleri derslerini beceri temelli organize ettik. Fen bilimleri derslerine su, çevre, sıfır atık gibi çağdaş problemleri ekledik. Sosyal bilimlerde de 17 beceri alanı tanımlayarak öğrencilerimizin daha yetkin yetişmesini hedefledik." şeklinde konuştu.

YDS/2 Başvuru Kılavuzu Erişime Açıldı YDS/2 Başvuru Kılavuzu Erişime Açıldı

- "Bu rahatsızlıkların hiçbirisini ciddiye almıyoruz"

Programlarla ilgili eleştirilere de yanıt veren Tekin, şunları söyledi:

"Anladığım kadarıyla, akademik başarıyı da içeren beceri odaklı bir eğitime geçişimizi eleştiriyorlar. Öğretmenlerimizin sınıfta daha fazla inisiyatif alacağı bir model geliştirmemizi eleştiriyor olmalılar. Çocuklarımızın becerilerini geliştirip dünya ile rekabet edebilecek bir öğrenme süreci oluşturulmasına itiraz ediyorlar sanırım. Çocuklarımızın merhametli, çevresine saygılı, erdemli, milli ve manevi değerlerimizi benimsemiş bireyler olarak yetişmesini de eleştiriyorlar. Her öğrencinin benzersiz olduğunu kabul eden, farklılaştırılmış bir eğitim felsefesi inşa etmemize karşı çıkıyorlar herhalde. Milli iradeyi gasbeden ve demokrasimizi gerileten darbelerin ve darbe süreçlerinin programlarımızda yer almasından rahatsızlar. Mavi vatan ve gök vatan gibi kavramların coğrafya müfredatında bulunmasından şikayetçiler. Ülkemizin savunma sanayisindeki ilerlemelerinin çocuklarımız tarafından öğrenilmesi ve öğretilmesinden memnun değiller. Çağı yakalayan değil, çağın ötesinde insanlar yetiştirme hedefimizden rahatsızlar. Bu hedefle uyumlu olarak çocuklarımızı 22. yüzyıl becerileriyle donatmayı istememizden de rahatsızlar. Bu rahatsızlıkların hiçbirini ciddiye almıyoruz."

Çocuklarımızın geçmişlerinden aldıkları güçle geleceğe yön verecek bir vizyonla yetişmeleri ve Türkiye'nin önümüzdeki yüzyılına damga vuracak şekilde yetişmeleri için, tüm öğretmen arkadaşlarımızla birlikte bu süreci canla başla yürüteceğimizi bir kez daha huzurunuzda taahhüt ediyorum.

Editör: Derya Sönmezler