Türkiye'de ihracat gelirinin yüzde 40'ı, 500 şirket tarafından elde ediliyor. Bu ihracatın yarısı ana metal ve otomotiv sektörlerine ait. Ülkenin toplam ihracatının yüzde 61'i yabancı sermayeli şirketler tarafından gerçekleştiriliyor ve en büyük 500 şirketin kârının yüzde 47.1'i yine yabancı sermayeye ait şirketlere kalıyor.

Türkiye'nin en büyük 500 şirketinden 491'i özel sektöre ait. İstanbul Sanayi Odası'nın verilerine göre, 2018'de İSO 500 listesinde yer alan özel şirketlerde çalışan işçi sayısı 651 bin 160 iken, bu sayı 2022'ye gelindiğinde yüzde 15 artarak 750 bin 564'e çıktı. Şirketler, 2018'de işçi başına yıllık ortalama 80 bin 573 lira ücret ödedi. Bu da bir işçinin aylık ortalama gelirinin 6 bin 714 lira olduğu anlamına geliyordu. Ancak, bu rakamın, 2018'de uygulanan asgari ücretin 3.3 katı olduğu belirtiliyor.

Memur-Sen’den Bakan Işıkhan’a Ziyaret: İUP Ücreti 12 Bin TL’ye Çıkacak Memur-Sen’den Bakan Işıkhan’a Ziyaret: İUP Ücreti 12 Bin TL’ye Çıkacak

Aradan geçen 6 yıl içinde Türkiye'nin en büyük şirketleri, ucuz kredi ve değerli işçilerin katkılarıyla büyüdü. Ancak bugün yüzde 75'e ulaşan enflasyon, ücretlere zam yapılmasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.

2018'den 2024 Haziran'a kadar olan dönemde tüketici enflasyonu yüzde 538'e ulaştı. İSO 500 listesinde yer alan ortalama bir şirkette çalışan işçinin aldığı aylık 6 bin 714 liranın parasal değeri bugün 46 bin 320 lira seviyesine ulaştı. Örneğin, Arçelik'te çalışan 40 bin 528 işçiden biri olan 20 yıllık bir işçi, bugün ikramiye, yakacak yardımı ve çocuk yardımı dahil olmak üzere 37 bin 600 lira ücret alıyor.

Arçelik gibi Türkiye'nin en büyük 8. şirketlerinden birinde 20 yıldır çalışan bir işçinin, son 6 yılda resmi enflasyona rağmen reel olarak en az yüzde 18.82 oranında kayıp yaşadığı belirtiliyor.

20 yıllık deneyime sahip bu işçi, yıllar içinde ücretlerde yaşanan erozyona dikkat çekiyor. 2004 yılında yeni giren ve 7 yıllık bir işçi arasında 3 kat fark olduğunu ancak günümüzde bu farkın azaldığını ifade ediyor. 2004 yılında asgari ücretin 303 lira olduğu bir zamanda, kıdemli işçilerin asgari ücretin 10 katından fazla ücret aldığını belirtiyor. Ancak bugün, 20 yıllık bir işçinin asgari ücretin 3 katı, yeni işçinin ise 2 katı bile alamadığına işaret ediyor.

Şu anda işçilere verilen ücretlerin, sözleşmenin yeni olmasından kaynaklı olarak iyi gibi göründüğünü ancak birkaç ay sonra bu ücretlerin de eriyeceğini dile getiriyor. Ek olarak, fabrikada yüzde 70'i ek iş yapıyor ve hepsi fazla mesaiye kalıyor. Sosyal yaşantılarının olmadığını ve asgari ücretin bile insanca yaşamaya yetmeyecek düzeyde olduğunu ifade ediyor. Sonuç olarak, işçilerin şu an aldıkları ücretlerin kötünün iyisi olduğunu ancak hala yetersiz olduğunu belirtiyor.


İŞÇİNİN ÜCRETİ YENİ FABRİKALARA…
Ücretlerin düşmesine rağmen, Arçelik'in yatırımları ve kârı arttı. 2023 yılında, Arçelik 8.4 milyar TL net kâr elde etti ve bu, %20'lik bir artışa işaret ediyor. Arçelik'te işçi başı net kâr, 2021'de 79.396 lira iken 2023'te 207.264 liraya yükseldi. İşçi başı kârdaki artış, enflasyonun ötesinde gerçekleşti. 2022 haziran-2023 haziran döneminde resmi enflasyon %38 iken, işçi başı kâr %80 arttı.

Brüt kârdan 13.8 milyar lira yatırım yapıldı. Avrupa'nın önde gelen beyaz eşya şirketlerinden biri olan Whirlpool'u satın aldı ve Whirlpool'un İtalya, Polonya, Slovakya ve İngiltere'deki 14 üretim tesisi ve 38 iştiraki Arçelik'e devredildi. Ayrıca, Whirlpool'un Birleşik Arap Emirlikleri ve Fas'ta kurulu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarında faaliyet gösteren iki iştirakinin tüm hisseleri 20 milyon avro nakit bedel karşılığında Arçelik tarafından satın alındı. Beko Europe'un 1 Nisan'da resmen kurulmasıyla birlikte, Beko (Arçelik) Avrupa'nın en büyük beyaz eşya şirketi haline geldi.

Arçelik, Avrupa'da kalmayıp 2023 yılında Mısır ve Bangladeş'te üretim tesisleri satın aldı. Mısır'daki fabrikaya 100 milyon dolarlık yatırım yaparken, Bangladeş'teki fabrikaya 78 milyon dolar yatırdı.

Eskişehir'de, 2023 yılında 600 bin adet buzdolabı üretildiği fabrikada üretim kapasitesini artırmak amacıyla yeni bir üretim tesisi inşa edilme çalışmaları başlatıldı. Bu yeni tesise kompresör fabrikası da dahil edilecek ve Sanayi Bakanlığından alınan teşviklerle desteklenecek. Şirket, bu yeni girişime 2 milyon avro yatırım yapmıştır. Ancak Sanayi Bakanlığı, Arçelik'e verilen teşvikler hakkında detaylı bilgi vermemiştir.


"BİRLİKTE HAREKETLE ÜCRET ZAMMI SAĞLANABİLİR"
İktidar, Arçelik'e vergi indirimi sağlarken, Arçelik işçileri her ay vergi kesintileriyle mücadele ediyor. Bir Arçelik işçisi, vergi kesintilerinin en önemli sorunlarından biri olduğunu dile getiriyor: “Bu ay, benden 9 bin TL vergi kesildi. Patronlar ve hükümet, asgari ücretli işçilere ilgisiz davranıyor gibi görünüyor. Vergi kesintileri nedeniyle aldığımız ücret, neredeyse yok denecek kadar azalıyor. Aslında, sendikalar birlikte hareket ederek, öncülük yaparak, işçi mücadelesi yürüterek, yoksulluk sınırının altında olan işçilerin vergi oranlarının sabitlenmesini sağlayabilir. Ancak, fabrikamızda İŞKUR vasıtasıyla çok fazla geçici işçi çalıştırılıyor ve işçiler sürekli değişiyor, bu da birlik ve dayanışmayı zorlaştırıyor. Bu durum, işverenlerin ve hükümetin istediği bir sistem gibi görünüyor. Bizden aldıkları vergilerle işçi çalıştırıyorlar, istihdam artışı gibi gösteriyorlar, sonra işten çıkarıp işçilerin bir araya gelmesinin önüne geçiyorlar.”


10 YILDA ÜCRET: 2 ADIM İLERİ, 3 ADIM GERİ
Türk Metal sendikasının temsil ettiği Renault, 2022'de Türkiye'nin en büyük 9. şirketi olarak İstanbul Sanayi Odası'nın 500 büyük şirket listesinde yer aldı. Dakikada bir otomobil üretme kapasitesine sahip fabrika, Türkiye'nin otomobil ihracatında önemli bir paya sahip, üçte birlik bir orana ulaşıyor. 2023 yılında, 117,491 adet binek araç satışı gerçekleştiren Renault, pazardan %12.1'lik bir pay aldı ve 2023'ü ikinci sırada tamamladı. Türkiye'de en yüksek üretim rakamına ulaşan otomotiv markası, OYAK ve Renault Group'un ortak girişimiyle bu yıl 400 milyon avronun üzerinde yeni otomobil modelleri için yatırım yapacağını açıkladı.

‘ÖMRÜMÜZDEN VEREREK ÇALIŞMAMIZIN BİR ANLAMI OLMALI’
OYAK Renault'un sermayesinin %51'i Fransız Renault SA grubuna, %49'u ise Türk Oyak grubuna aittir. Bu fabrikada 10 yıllık işçinin saat ücreti 160 lira iken, 13 yıllık işçinin saat ücreti 186 liradır. Renault işçileri de Arçelik işçileri gibi vergi kesintilerinden ve kıdem farkının azalmasından şikayetçidir. 13 yıllık bir Renault işçisi, "İlk işe başladığımdaki maaş ile asgari ücret arasındaki fark hala aynı. Yani 13 yıllık kıdemi yok sayılmış. Ülkedeki işçi maaşlarına göre ortalama bir ücret alıyoruz diyebiliriz, ancak maaş artışlarıyla birlikte her şeye zam geliyor. Eğer enflasyon sabit kalsa ve işçilerden kesilen vergi dilimleri düzenlense, alım gücümüz daha iyi olurdu. Çalıştığım şirketin kâr marjıyla karşılaştırıldığında, aldığımız ücret neredeyse hiçbir şey ifade etmiyor" diyor.


10 YILLIK KAYIP BÜYÜK
10 yıl önce MESS bünyesinde çalışan bir işçinin ikramiye dahil ortalama ücreti asgari ücretin 2.2 katıydı. Ancak bugün, 10 yıllık kıdeme sahip bir Renault işçisinin ücreti asgari ücretin 2.05 katına denk geliyor. Bu durum, 10 yıl önce Renault'da çalışmaya başlayan bir işçinin, zaman içinde fabrikada kıdem bakımından ortalamanın üzerine çıkmasına rağmen, ücret bakımından gerilemiş olduğunu gösteriyor.
10 senelik Renault işçisi, "Saat ücretim 160 lira, gerçekten inanılacak gibi değil. 10 sene önce fabrikaya girdiğimde asgari ücretle aramızdaki fark neredeyse aynıydı. Metal işçisi olarak 10 senedir yıpranmama rağmen, bunun hiçbir karşılığı yok gibi görünüyor. Üstelik vergiler aldıklarıyla bile denk gelmiyor. Fabrikada 10 seneden fazla çalışan herkesin boyun, bel, diz ve eklem problemleri var. Biz bu sorunlar için mi 10 yıldır çalışıyoruz? Ev veya araba almak gibi hayallerimiz bile yok. Ek zam yapılması gerekiyor. Sağlığımızı, ömrümüzü harcayarak çalışmamızın bir anlamı olmalı. Kâr marjımızı düşününce kendi maaşımıza gülmekten başka çaremiz yok. Vergi düzenlemesi şart, en temel sorunumuz bu. Patronun kârı düşünülünce içimizden bir öfke yükseliyor, alınan vergi onlardan alınmalı. Zaten yeterince kâr etmişiz. Vergi yükü artık bordrolu çalışanın omuzlarından alınmalı ve lüks yaşayanlara yüklenmeli. Devlet, bizim bile nefesimizden vergi alırken, zenginlerin lüks yaşantılarını sorgulamalı."


PRYSMİAN İŞÇİSİ: DAYANACAK HALİMİZ KALMADI
Bursa'da faaliyet gösteren Prysmian Kablo'da Birleşik Metal-İş sendikası 11 yıldır örgütlü. 11 yıl öncesinden beri Prysmian'da çalışan işçi, saat başına 170 lira alıyor. Bu süre zarfında asgari ücretle çalışanlarla aralarındaki fark açılmadı: "11 yıl boyunca çalıştım ve hala asgari ücretin iki katını alıyorum. Hatta vergi kesintileriyle birlikte daha da azalıyor. Yani diyebilirim ki, 11 yıldır sendikalı bir iş yerinde çalışmanın bir anlamı yok. Enflasyon zammından önce ara zam almamız gerekiyor çünkü enflasyon nedeniyle geçinemiyoruz. Ev veya araba sahibi olmak sadece bir hayal. Çocuklarımıza bile orta halli bir yaşam sunamıyoruz. Kantindeki yemekler bile artık yutulur gibi değil. Vergi dilimi acilen düzenlenmeli, acil bir ücret artışı şart çünkü elimizdekiler eridi. Patronların kârı ile bizimkisi arasındaki fark çok büyük. Yüzlerce aile, son kuruşlarıyla geçinmek zorunda kalıyor. Servet vergisi getirilmeli, çok kazananlar ve servet sahipleri vergilendirilmeli. 40 bin lira maaş alan ve kiraya ödeyen, çocuklarını okutan insanların maaşları artık vergilendirilmemeli."

Prysmian Kablo'da toplam 597 işçi çalışırken, 2023 yılında brüt kâr 1 milyar 190 milyon 639 bin 338 lira, net kâr ise 86 milyon 861 bin lira oldu. Bu, işçi başına düşen kârın 145 bin 500 lira olduğu anlamına geliyor.
 

Editör: Derya Sönmezler