Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ve Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, kamuda uygulanacak tasarruf tedbirleri kapsamında emekli olanların yerine personel alımı kısıtlanmasının KPSS'ye yapılacak başvurularda azalmaya sebep olacağını ve bu doğrultuda işsizliğin artacağını belirttiler.
Öğretmen açığında yaşanan sorunların gitgide derinleşeceğinin altını çizen Irmak, şu açıklamayı kaydetti;
"İktidarın tasarruf tedbirleri kapsamında sadece emekli olanların yerine atama yapacağını açıklaması, zaten bu alanda çok ciddi bir açık var, bu açığı daha da derinleştirecek ve öğrenciler öğretmensiz eğitim ve öğretim yılları geçirecek. Öğretmen adayları KPSS’ye başvurma noktasında istekli olmayacak ya da hiç başvurmayacak. Bu da başvurularda düşüşe sebep olacak. Bu tedbir adımları ekonomik bir fayda sağlamayacak. İşsizlik oranını artıracak bir durum. Hizmet ya da mal üretiminde olmayan ya da olamayan ne kadar çok insan varsa o oranda ekonomik yük daha da artacak. Bu tedbir adımları tam tersi bir etki gösterecek."
'Özellikle eğitim alanında tasarruf olmaz'
Irmak, Covid-19 pandemisinde yaşanan KPSS mağduriyetlerinin hala giderilmediğini anımsatarak şu ifadeleri kullandı;
"Geçenlerde bu konuyla ilgili bir yasa teklifi verildi. Umarım bu mağduriyet giderilir. Bu insanlar memuriyet dışı alanlarda asgari ücretle çalışmaya mecbur bırakılacaklar. Bizim önerimiz 'özellikle eğitim alanında tasarruf olmaz.' Devletin asli işlerini yapar memurlar, bu alanlarda nasıl tasarruf yapılabilir? Zenginlere yönelik hiçbir tasarruf ön görmüyor iktidar. Biraz oralardan, şatafattan tasarruf edilirse, bu sorunlar büyük oranda çözülür. Sınav sonuçlarının geçerlilik süresinin uzatılması da belli oranda çözüm olabilir."
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada; "31 Mart yerel seçimlerindeki yenilginin ardından kamuda tasarrufu dilinden düşürmeyen iktidar, tasarrufu kendi şatafatından değil atama sayılarını düşürerek tüm harcadıklarının, borçlandıklarının faturasını yine vatandaşa çıkarmaktadır” dedi.
Sayıştay raporunda 138 binin üzerinde ihtiyaç tespit edilmişti
Özbay, "Öğretmen atamalarına ilişkin sayının 20 binde tutulmasının iktidarın önceliklerinin bir kez daha ülkenin ve halkın geleceği olmadığını ortaya koyduğunu" belirterek sözlerini şöyle sürdürdü;
"Sadece geçen yıl 23 bin 670 öğretmenin emeklilik, istifa, ölüm gibi nedenlerle sistemden çıktığı düşünüldüğünde, 20 binlik öğretmen ataması eğitimin yaralarını iyileştirmek bir yana dursun sistemden çıkan öğretmen açığını kapatmaya bile yetmemektedir. En son Sayıştay raporunda 138 binin üzerinde ihtiyaç tespit edilmişti, o tarihten bu yana nüfus arttı ancak bir daha Sayıştay’dan böyle bir rapor gelmedi. Çünkü bugün kamuda tasarruf diyenler kamu eliyle denetim mekanizmalarını da ortadan kaldırdılar. TÜİK’te olduğu gibi gerçek rakamları göstermeyerek devletin tüm kurumlarını kendi isteklerine uygun ses verecek bir hale getirdiler. İktidara geldiğinde 60 binin biraz üzerinde atama bekleyen öğretmen varken ‘Atanmayan öğretmen kalmayacak’ diyenler, bu sayıyı 1 milyona yaklaştırmış, eğitimle istihdam, meslekler ve refah arasındaki ilişkiyi koparmıştır."
"KPSS'de derece yapmak torpil mekanizması ve mülakat denen kadrolaşma sistemi nedeniyle atanmaya yetmiyor"
Özbay, atama sayısının düşük tutulması nedeniyle KPSS’ye başvurularda bir düşüş yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu ve adaylarda bir motivasyon düşüklüğüne zemin hazırladığını dile getirerek şöyle konuştu;
"'Her üniversite bitiren iş bulacak diye bir şey yok’ diyen, yandaşlara ve zenginlere unvan ve diploma dağıtmak için ardı arkası olmayan vakıf üniversiteleri kuran, üniversite bölümleri açarken mezun sayısı hesaplaması yapmadığı için diplomalı işsizliği çığ gibi büyüten bir zihniyetin yönetiminde insanlar iş bulma umutlarını yitirdi. KPSS’ye girip derece yapmak dahi torpil mekanizması ve mülakat denen kadrolaşma sistemi nedeniyle atanmaya yetmemektedir"
"Atama sayısının azaltılması yerine, kamu kurumlarının ihtiyaçlarına göre atama yapılması daha adil ve doğru bir çözümdür"
KPSS’ye hazırlanan adayların ekonomik kriz içerisinde kurslara, ek kaynaklara ödeme yapmak zorunda kaldığına vurgu yapan Genel Başkan Özbay; "Öğretmen adayları atama sayısının daha da azalmasıyla bu masrafları yapmaya da değmeyeceğini düşünmektedirler. Bir devletin geleceğe yönelik politikalarının en önemli göstergesi planlamadır. Hiçbir planlama yapmadan, vatandaşın zararına olan bu sözde tedbirlerin kamu hizmetlerinin aksamasına, işsizliğe ve ekonomik durgunluğa yol açacağı ortadadır. Tasarruf yapacaklarsa önce kendi saraylarından, lükslerinden yapacaklar. Halk zaten her geçen gün daha da yoksullaştırılmış durumdadır. Tüm bunlar kamuda nitelikli hizmetten daha da kısılacağını ve vatandaşın daha da yoksullaştırılacağını göstermektedir. Sınavın geçerlilik süresinin uzatılması, adayların hak kaybını gerçek anlamda telafi etmeyeceği gibi adaylar arasında da yeni bir eşitsizlik yaratabilir. Atama sayısının azaltılması yerine, kamu kurumlarının ihtiyaçlarına göre atama yapılması daha adil ve doğru bir çözümdür." şeklinde konuştu.