DİSK'ten 2024 ve 2025'te emekli olacaklar için adalet çağrısı DİSK'ten 2024 ve 2025'te emekli olacaklar için adalet çağrısı

Değerli Kamuoyu; dün komedi olarak nitelendirdiğimiz bir habere istinaden cevap verme hakkımız doğmuştur. Öncelikle Türk Sağlık-Sen Başkanı değerli bir arkadaşımız olmasına rağmen maalesef savunduğu kişileri kendisi bile tanımamış ya da tanımıyormuş gibi davranmıştır. Yanlış yönlendirmelerine alet olmuştur. Devlet malının azizliğine vurgu yapmak modasına uyarken devlet malına kast eden bu kişileri korumaya çalışmasını hayretle karşılıyoruz. Sayın Başkan da bu konunun doğruluğunu bilmektedir ancak galiba kendisine birileri tarafından bu şekilde yazması zorunlu tutulmuş olacak ki hezeyan dolu açıklamayı yapmıştır.

Yazdıklarına tek tek cevap vermek gerekirse sayın Başkan; ‘’perde arkasında kimlerin olduğunu biliyoruz’’ yazmış ancak perdenin arkasından konuşmak bizlerin prensibine uymadığı için zaten açıklamayı kendi sosyal medyam üzerinden, bizzat Mehmet Ali ARAYICI olarak yaptım. Yine sayın Başkan; ‘’şahsıma ve sendikama iftira atılıyor’’ diye yazmış ama bahsettiğim konuşmada şahsına ya da sendikasına lafımızın olmadığı sadece şahsını ve sendikasını kullanarak usulsüzlük yapanlara lafımızın olduğu gayet açıktır. Neden üzerine alındığı konusu muammadır! Sayın Başkanın; ‘’sendikal izinler çalışılmış gün kapsamında değerlendirilmiş ve fazla çalışma karşılığına denk gelen süreler kadar nöbet ücreti alınmıştır’’ sözüne istinaden de bir soru sormak isterim. Madem ki fazla çalışma karşılığına gelen kadar nöbet ücreti alan arkadaşlarınız olduğunu iddia ediyorsunuz peki siz ve Genel Merkez Üyeniz K.K, hastane idaresine; ‘’bu kişilerin fazla mesai ücretini kesmeniz doğru karardır, destekliyoruz.’’ cümlesini kurdunuz mu kurmadınız mı sayın Başkan? Mevzubahis hastanedeki üyeler tarafından tercih edilmemeniz neticesinde, sizlerden bıkmış olmaları neticesinde sendikamıza teveccüh gösteren kişileri töhmet altında bırakmanız ne kadar doğrudur? Ayrıca tespit tutanakları önce hastane tarafından ardından İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ardından da Sağlık Bakanlığı tarafından kontrol edilmektedir. Tüm bu kurumların hepsi birleşip sizlere kumpas mı kurdular yani sayın Başkan, Devletimizin tüm bu güzide kurumları hakkında ki bu iddialarınız sizlere yakışıyor mu? Herkes haksız ve yanlış sadece sizler mi haklı ve doğrusunuz? Hem Gaziantep’ in hiçbir kurumunda yetki alamamanızın sebebi de mi orada ki 26 üye hatta müdürü olarak görev yaptığınız hastanede bile tercih edilmemenizin sebebini de mi orada ki 26 üyeye bağlıyorsunuz sayın Başkan? İnsanların gönlüne girmek yerine suçlamalarınıza devam mı edeceksiniz?

Son olarak sayın Başkan 15 Temmuz vurgusu yapmıştır ki hikayedeki en komik kısım orasıdır. Birkaç kendini bilmez karaktersizin, hırslarının ve adilik duygularının verdiği güçle şahsıma o dönem attıkları iftiralar tüm kamuoyunun malumudur ki sayın Başkanın bu adi ve karaktersizlerin ağzıyla konuşmasını da kendine yakıştıramadım. Ancak yüce Türk adaletinin şahsımı ‘’SUÇSUZ ve TERTEMİZ’’ ilan ettiği de kamuoyunun malumudur. Herhalde sayın Başkanın bundan da haberi yoktur ve sıkıştıkları yerde 15 Temmuz demektedir! ‘’Vatan sevmenin çilesini biz çektik, edebiyatını onlar yaptı.’’ diyen büyük lider Muhsin YAZICIOĞLU’ nu da rahmetle yad etmenin yeridir diye düşünüyorum.

Soyadıma da vurgu yaptığı için kendisine teşekkür ediyorum. Akmaz kokmaz bir insan olduğumu vurgulaması, hak ARAYICI, adalet ARAYICI, mücadele ARAYICI olduğumu teyit etmesi hoş olmuştur. Sayın Başkanı seviyoruz ancak çevresine dikkat etmesini rica ediyor, tüm arkadaşlarımıza kalbi kadar güzel bir hayat diliyoruz.

Editör: Derya Sönmezler