Sağlık-Sen tarafından düzenlenen "Üniversite Hastanelerinde Görev Yapan Hekimlerin Sorunları Çalıştayı"nın sonuç raporu yayımlandı. Söz konusu raporda, hekimlerin artık üniversite hastanelerine gitmek istemediği, pediatri, kadın doğum, cerrahi gibi branşları tercih etmediği vurgulanırken, bu durumun ilerleyen süreçte halk sağlığı problemine dönüşebilme riski taşıdığı kaydedildi.

Kahveci: 2025 bütçesi memurlar ve emekliler için adil olmalı Kahveci: 2025 bütçesi memurlar ve emekliler için adil olmalı

Hekim Komisyonu tarafından hazırlanan Üniversite Hastanelerinde Görev Yapan Hekimlerin Sorunları Çalıştayı'nın sonuç raporu, Sağlık-Sen'in internet sitesinde yayımlandı. İlgili raporda, üniversite hastanelerinde görev yapan hekimlerin ve asistanların yaşadığı sorunlara değinilerek, sistemden kaynaklanan sorunlar ele alındı. Yine raporda, hekimlerin ve akademisyenlerin ekonomik, özlük ve sosyal haklarına, çalışma koşullarına, hastanelerin fiziki durumlarına yönelik çözüm önerileri aktarıldı. Üniversite hastanelerinin hizmet binalarının eski ve fiziki şartlarının yetersiz olduğuna dikkat çekilen raporda, bu nedenle hekimlerin üniversite hastanelerini tercih etmediği ifade edildi.

Tıp fakültesi mezunlarının pediatri, kadın doğum, cerrahi gibi branşları tercih etmediğine vurgu yapılan bahse konu raporda, “Tercih edilmeyen bölümler ilerleyen süreçte ciddi bir probleme yol açabilir. Halk sağlığı problemine dönüşebilme riski taşımaktadır. Bu nedenle asistanlık süresince ve asistanlık sonrası çalışma şartları, iş yükü, maddi olanaklar, mecburi hizmet süreleri gibi konularda acilen düzenlemeler yapılmalıdır. Tercih edilmeyen branşlarda, mecburi hizmet kaldırılabilir. Diğer yandan ek ödemelerde zorunlu hekim mesleki sigortalarında olduğu gibi risk çarpanı uygulaması getirilebilir. Bu durumda, riskli branşların ek ödemeleri yükselecektir" önerilerine de yer verildi.

Raporda öne çıkan konu başlıkları sırasıyla şu şekildedir;

  • "Üniversite hastaneleri ile Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde çalışan öğretim üyesi, asistan ve uzman hekimlerin gelirleri arasında maaş, sabit ek ödeme, taban ek ödeme, teşvik ek ödeme, nöbet ücreti gibi tüm kalemler toplandığında, ciddi bir fark oluştuğu gözlenmektedir. Farklı hastanelerde çalışan, aynı uzmanlık alanında bulunan, eşdeğer hizmet üreterek aynı performans puanını oluşturmuş hekimler arasında, ciddi ek ödeme farkları oluşmaktadır. Bu farklar azaltılarak, ücretlerde standardizasyon sağlanmalıdır.
  • İntörn doktorluğun tanımı, günümüz ihtiyaçları ve şartları da göz önüne alınarak mevzuat ile yeniden yapılmalıdır. İntörn doktorların görev ve yetkileri konusunda belirsizlikler bulunmaktadır. Görev ve sorumlulukları net olarak belirlenerek, standardize edilmelidir.
  • Kamu hastanelerine kıyasla, üniversite hastanelerinde sağlık profesyoneli açısından eksiklikler bulunmaktadır. Yatak başına düşen ebe-hemşire sayısı açısından Sağlık Bakanlığının personel dağılım cetveline uygun olarak üniversite hastanelerindeki sağlık personeli eksiklikleri giderilmelidir.
  • Küçük - orta illerdeki tıp fakültelerinde ihtiyaç duyulan yan dal uzmanlarının bulunmayışı, hizmet sunumunda aksaklıklar oluşturmaktadır. Sağlık Bakanlığının yan dal uzmanları için oluşturduğu sözleşmeli çalıştırma formülüne benzer uygulamaların, tıp fakülteleri hastaneleri için de uyarlanması, hekimlerin akademide kalmalarını sağlayacaktır.
  • Hekimler ve sağlık profesyonellerinin döner sermaye gelirlerinin emekliliğe yansıtılması gerekmektedir. Kişinin çalışırken elde ettiği sosyo-ekonomik düzey, emeklilik döneminde de devam etmelidir. Ek gelirlerin emekliliğe yansımaması, hekimler açısından genel bir sorun olarak devam etmektedir.
  • Tıp fakültelerinde yapılan eğitim faaliyetlerinin ve bilimsel çalışmaların akademisyenlerin puantajındaki etkinliği artırılmalıdır. Akademik çalışmalara yoğunlaşan hekimlerin klinik hekimlere göre ek ödemelerde geride kalmasının önüne geçilmeli ve akademik çalışmalar teşvik katsayıları artırılmalıdır."
Editör: Şule Coşkun