Sağlık-Sen yönetimindeki 122 kişinin kamu sağlık tesislerinde yönetici pozisyonunda olduğu ortaya çıktı. Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) Başkanı Abdurrahman Aktürk, bu duruma tepki göstererek: ‘‘Bu hem çift maaş hem mobbing olarak karşımıza çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’nın adeta yetkili bu sendika tarafından kuşatıldığı açık.’’ dedi.

Aktürk, ‘‘Sağlık Bakanlığının adeta yetkili bu sendika tarafından kuşatıldığı açık. Bu tablodan sözleşmeli yöneticilikten yüksek maaş ve kariyer olanağına sahip olan bu kişiler, sağlık meslek çalışanlarına mobbing ve baskı unsuru olarak da karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

SAHADER’in araştırmasına göre, 51 ildeki 120 Sağlık-Sen yöneticisinin aynı zamanda kamudaki hastane, sağlık müdürlükleri gibi yerlerde yönetici pozisyonunda çalıştığını gösterdi. Sendika yöneticilerinin, hastanelerde başhekim, başhekim yardımcısı, müdür, müdür yardımcısı, mali işler müdürü, sağlık bakım hizmeti müdürü, destek ve kalite müdürü gibi bölümlerde de yönetici olduğu aktarıldı.

SAHADER’in yaptığı araştırmayla ilgili açıklama yapan Dernek Başkanı Abdurrahman Aktürk, ‘‘Altı ay önce kamuoyuna açık verilerle kontrol ederek ortaya çıkardığımız sağlıkta sarı yapılanma listemizi güncelledik. Hem kamu sağlık tesislerinde hem de yetkili sendikanın yönetim kurullarında yönetici olanların tespitini yaptık’’ dedi.

İdari Mali İşler Müdürlüğü, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğü gibi liyakat isteyen yöneticiliklerin adeta bir sendika tarafından parsellendiğini dile getiren Aktürk,sözlerini şöyle sürdürdü;

‘‘Daha önceki listemizde 89 kişi bulmuştuk, güncellediğimiz haliyle 120’ye çıktı. İlk listeden bu yana 23 kişinin artık çifte yöneticilik yapmadığı belirlenmiştir. Ancak 45 yeni kişinin listeye yeni dahil olduğu ve yöneticilik pozisyonlarının bir sendika eliyle ele geçirilmeye devam ettiği araştırmamız sonucunda elde edilmiştir. Hem kamuda yöneticilik yapıp hem de Sağlık Sen’in yönetim kurullarında yönetici olarak çalışanlar var. Kimi mali işler müdürü, kimi başhemşirelik yapıyor, kimi kalite direktörü olmuş, kimi il sağlık müdürlüğünde uzman veya uzman yardımcısı. Bunların hepsi sözleşmeye tabi olarak yöneticilik yapıyor ve hem kamudan maaş hem sendikadan huzur hakkı alıyorlar. Yani çift maaşla çalışmış oluyorlar. Kurumlarda yöneticisi olan bu kaymak tabaka sendikacıların, kendi sendikalarına üye olunması noktasında elinden geleni yaptıklarını biliyoruz. Benzer biçimde bu sendikaya dahil olmayan sağlık meslek çalışanlarına mobbing, baskı, yer değişikliği tehdidi, sürgün edileceğine dair korkutma yollarını kullanarak sendikaya üye topladıkları bir çok kez medyaya yansımış durumdadır. Açıkladığımız ilk liste için verilen bir milletvekilinin verdiği soru önergesi ve bizim CİMER başvurumuz cevapsız kaldı. Yakın zamanda sağlık bakanlığı idareci belirleme görevini il sağlık müdürlüklerine devrederek sendika ve siyaset atamalarına daha kolay hale getirmiştir.’’

SAĞLIK BAKANI MEMİŞOĞLU'NA UYARI

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nu uyaran Aktürk ‘‘Bu yapılanma Sağlık Bakanlığı için bir tehdit unsuru haline gelmiştir. Liyakattan uzak bu kadrolaşma ileride bakanlığımız için bir güvenlik zaafiyetine sebep olabilir. Kamuda yapılan atamaların hakkaniyet, liyakat esaslı olması gerektiğini hatırlatıyoruz’’ söylemlerinde bulundu.