AKP, 14 Mayıs 2023'te yapılan genel seçimlerle bir kez daha iktidara geldikten sonra, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde 'rasyonel ekonomi programını' uygulamaya başladı. 31 Mart 2024'te yapılan yerel seçimlerde yenilgiye uğrayan AKP iktidarı, 'Şimşek programı'nı uygulamaya devam etme kararı aldı ve bu programı sonuna kadar sürdüreceğini duyurdu. Ancak, geçen bir yıllık süreçte, emekçilere yönelik hak gaspları arttı ve emekçilerin bu gasplara karşı verdikleri mücadeleler bazen polis şiddetiyle, bazen de sendikal bürokrasinin iş birliğiyle bastırılmaya çalışıldı. Dahası, 'Şimşek programı' doğrultusunda İş Kanunu'nda yapılması planlanan değişikliklerle patronların işçi sınıfı üzerindeki baskılarının artırılması hedefleniyor.

ÖZAK: DEVLET BÜTÜN AYGITLARIYLA PATRONUN YANINDA
'Şimşek programı'nın uygulanmaya başlandığı 2023 Kasım ayında, Urfa'daki Özak Tekstil fabrikasında çalışan işçiler, içinde bulundukları kölece koşullara ve fabrikada örgütlü Öz İplik-İş yöneticilerinin yaşadığı sorunlara kayıtsız kalan patronla iş birliği yapmasına isyan ederek BİRTEK-SEN'e üye oldu. Düşük ücretlere, zorlu koşullara ve hakaretin rutin hale geldiği kötü davranışlara karşı işçiler, "İnsanca yaşam ve çalışma koşulları istiyoruz" diyerek direnişe geçti. Ancak direniş başlar başlamaz, Şanlıurfa Valiliği kentte eylem yasağı kararı aldı. Yasak sona erdikten sonra ise jandarma, haklarını arayan işçileri ve BİRTEK-SEN yöneticilerini şiddet uygulayarak gözaltına aldı. İlerleyen günlerde işçiler, sık sık namaz kıldıkları Urfa Organize Sanayi Camii'nden Urfa Müftüsü Ramazan Tolan tarafından kovulmak istendi. Direnişin tüm ülkeye yayılmasıyla birlikte, Özak patronu gazetelere "Kırk yıllık firmaya sendikacı çilesi" başlıklı bir açıklama göndererek mağdur olduğunu öne sürdü. Özetle, iktidar valisiyle, müftüsüyle, jandarmasıyla işçilerin karşısına çıktı.

LEZİTA İŞÇİLERİNE GÖZALTI
Bir başka şiddetle karşılanan mücadele ise Lezita işçilerinin grevi oldu. İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde bulunan Abalıoğlu'na ait Lezita fabrikasında işçilerin başlattığı grev, tüm baskı ve engellere rağmen devam ederken, 16 Nisan 2024'te işçiler darbedilerek gözaltına alındı. 13 işçi ve 3 sendikacı, bir gün boyunca gözaltında tutulduktan sonra savcılık tarafından mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakıldı. İşçiler, dövüldüklerini, küfür ve hakarete maruz kaldıklarını ifade ederek, "Bize düşman gibi davrandılar" dediler.

İŞÇİLER ‘GEÇİNEMİYORUZ’ DİYE HAYKIRIYOR
Ücretlerin eridiği, alım gücünün düştüğü bu dönemde işçiler insanca ücret talep ederken, patronlar toplu sözleşmeleri imzalamaya dahi yanaşmadı.

Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Fransız sermayeli Mersen fabrikasında, işçiler yaklaşık 2 yıl boyunca sendika ve toplu sözleşme hakları için mücadele etti. Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, 2 yıllık mücadelenin ardından toplu sözleşme aşamasına geldi ancak patron sözleşme masasına bile gelmedi. Buna karşılık işçiler, mayıs sonunda başlattıkları grevi sürdürüyor.

İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Finlandiya merkezli Purmo Metal fabrikasında da durum benzer. Birleşik Metal-İş'in örgütlü olduğu bu fabrikada, 1 Ocak'tan itibaren süren Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. İşçiler, ücretlere %120 zam talep ederken, patron %72'lik bir artışı dayattı. Bunun üzerine işçilerin başlattığı grev devam ediyor.


SERVİSLER İPTAL, FAZLA MESAİ ÜCRETİ YOK
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 13 Mayıs'ta "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ni duyurdu. Bu tasarruf önlemleri kapsamında, 5 milyonun üzerinde kamu çalışanından 3.4 milyonunun kadrolu olmak üzere servis hakkı elinden alındı.

Hastane yemeklerinden zehirlenme şüphesi: Sağlıkçılar ve hastalar etkilendi Hastane yemeklerinden zehirlenme şüphesi: Sağlıkçılar ve hastalar etkilendi

Ayrıca, tasarruf paketi gereği 3 yıl boyunca emekli olanlar dışında kamuya yeni personel alınmayacağı açıklandı.

Tasarruf tedbirlerinden etkilenen gruplardan biri de kamu işçileri oldu. Özellikle Harb-İş ve Demiryol-İş üyeleri, geçim sıkıntısı nedeniyle 2024 başlarında ek zam talebiyle eylemlere başladı. Ancak, işçilerin bu talepleri AKP iktidarı tarafından Hak-İş ve Türk-İş bürokratları aracılığıyla bastırılmaya çalışıldı ve eylemler sonlandırıldı. Son olarak, Gölcük Tersanesi'nde çalışan 4 işçi, ek zam talepleri nedeniyle işten çıkarıldı.

Bunun yanı sıra, tasarruf paketi henüz açıklanmadan önce bazı kamu kurumlarında fazla mesai uygulaması kaldırıldı. Mart ayında, geçim sıkıntısı yaşayan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) çalışanlarına fazla mesai ücretleri ödenmediği bildirildi.

KAMUDA ESNEK ÇALIŞMA
AKP iktidarı, tasarruf paketi çerçevesinde kamu çalışanları için esnek çalışma modelini hayata geçireceğini duyurdu. Buna göre, kamu emekçilerinin çalışma günü çekirdek ve esnek zaman olarak ikiye ayrılacak. 08.00-17.00 saatleri yerine 06.00-20.00 saatleri arasında çalışma süresi olacak. Emekçilerin işe daha erken başlaması veya daha geç bitirmesi istenecek ve yoğunlaştırılmış çalışma kapsamında 10 saat çalışmaları gerekecek. Fazla çalışma yapıldığında ise izin kullanılacak. Zorunlu veya istisnai durumlarda, yetkili amirin talebiyle çalışma günü veya saatleri değiştirilebilecek ve eksik çalışma saatleri telafi edilmek zorunda olacak. Cumartesi günleri çalışma günü olarak belirlenebilecek ve gerektiğinde yetkili amir uzaktan çalışma yapılan ortamı ve çalışanları denetleyebilecek. Öte yandan haziran 2023 ila mayıs 2024 arası 1714 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

İŞ YASASINDA DEĞİŞİKLİK PLANI

Şu anda AKP'nin odaklandığı nokta, yoksulluğun artması, alım gücünün düşmesi, gelir eşitsizliğinin artması gibi sonuçları olan Şimşek programını İş Kanunu'nda yapacağı değişikliklerle güçlendirmek.

Bu plana göre:

Mesleki eğitim adı altında çalıştırılan çocukların, asgari ücretin bile altında, ağır işlerde tam gün çalıştırılması ve iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybetmeleriyle gündeme gelen MESEM'lerde patronlar, öğrencilerin ders seçimi ve alan tercihlerine müdahale edebilecekler.

Esnek çalışma kapsamında daha ileri adımlar atılacak. Örneğin, haftada 3 gün, günde 2 saat çalışan biri artık işsiz değil, 'Esnek çalışan bir işçi' kategorisinde yer alacak. Esnek çalışan işçiler de istihdamda görüneceği için işsizlik oranı düşük gözükecek.

Halihazırda emekçilerin kıdem tazminatı alabilmesinin önünde engeller varken, esnek çalışma uygulaması bunu daha da zorlaştıracak.

Bir işçinin sadece emeklilik hakkına sahip olabilmesi için (Emeklilik hakkı olsa bile yaş şartı olduğu için zaten yıllarca emekli aylığı alamayacak) en az 4 bin 500 gün sigortalı çalışması gerekiyor. Bu da 15 yıla tekabül ediyor. Öte yandan, bir işçinin aylık ücreti, aylık 225 saat çalışmasının karşılığını ifade ediyor. Esnek çalışma kapsamında haftanın birkaç günü, günün birkaç saati çalışan bir işçinin ne bir ayda 225 saati ne de 4 bin 500 prim gününü doldurabilmesi mümkün olmayacak. Kabaca bir hesap yaparsak; ayda 112.5 saat çalıştırılan bir işçi 4 bin 500 prim gününü 15 yılda değil 30 yılda doldurabilecek.

İşçilerin ücretlerinden kesilen sigorta primleri artırılacak. Emeklilerin maaşı, bir işte çalışmadan yaşayabilmelerinin mümkün olmadığı düzeye (fiilen böyle zaten) düşürülecek. Yaşam süresinin artması öngörüldüğünde emeklilik yaşı kademeli olarak daha da yükselecek. Maaşları düşürülen ancak çalışamayacak durumda olan emekliler için ise bakım sigortası kurulacak. Tamamlayıcı sağlık sigortacılığının da teşvik edilmesi de dahil edildiğinde, emekliler sağlık ve sigorta şirketlerinin kucağına itilecek. Böylelikle sağlık ve sigorta sisteminin özelleştirilmesi yolunda bir adım daha atılacak.

25 yaş altında çalışmayan üniversite öğrencilerinin dahi bireysel emeklilik sistemine katılmalarının önü açılacak, öğrenciler çalışmamalarına rağmen prim ödeyecekler.


İŞÇİLER YOKSULLUK DAYATMASINA KARŞI DİRENİYOR
Metal endüstrisinden belediyelerdeki işlere kadar birçok sektörde, işçiler geçim sağlayabilecek ücret, insanca çalışma koşulları, sendika haklarının tanınması ve işe geri alınma gibi taleplerle grev ve direnişlerini sürdürüyorlar.

İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Finlandiya menşeli Purmo Metal Fabrikası'nda Birleşik Metal-İş üyeleri, ocak ayında TİS sürecine başladı. Dünya genelinde 21 ülkede faaliyet gösteren ve 3 binden fazla çalışana sahip olan Purmo Group yönetimi, Birleşik Metal-İş'in yüzde 120 zam talebini kabul etmeyince işçiler greve başladılar ve grevleri yaklaşık bir aydır devam ediyor.

İzmir Kemalpaşa'daki Lezita fabrikasında çalışan işçiler, 2021'den itibaren verdikleri mücadele sonucunda sendika haklarını elde etti. Ancak Öz Gıda-İş'in yetki belgesi almasının ardından başlayan TİS sürecinde, Lezita yönetimi hiçbir görüşmeye katılmadı. Bunun üzerine işçiler 7 Mart'ta greve başladılar ve grevleri devam ediyor.

Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren Fransız şirketi Mersen'de Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, toplu iş sözleşmesi haklarının gasbedilmek istenmesine karşı grevde. Dünya çapında 33 ülkede 50'den fazla tesisi bulunan şirketin patronları toplu sözleşme masasına oturmayınca, işçiler 19 Nisan'da greve başladılar ve grevlerini sürdürüyorlar.

Çankırı'daki lastik fabrikası Sumitomo'da ise 2 bin 400 işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığı için Petrol-İş üyesi işçiler 29 Mayıs'ta greve çıktılar.

Yerel seçimlerin ardından, belediyelerde işten çıkarma furyası başladı. CHP'ye bağlı İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İzdoğa'da 70'e yakın, İZELMAN'da 25 ve İzenerji'de 21 işçi işten çıkarıldı. DİSK/Genel-İş üyeleri olan İzenerji işçileri ve Belediye-İş üyesi İzdoğa işçileri, 22 Mayıs'ta işe geri alınma talebiyle direnişe başladılar.

AKP'ye bağlı Menemen Belediyesi'nde ise seçimlerin ardından, Belediye-İş ve Hizmet-İş üyesi 400 işçi, 375'i tek seferde olmak üzere işten çıkarıldı. Belediye önünde başlayan direnişe katılan Belediye-İş üyeleri, işten çıkarılan tüm işçilere mücadele çağrısı yapıyorlar.


 

Editör: Derya Sönmezler